Metinler türk

COVID-19 Pandemisi ve Sınıf Mücadelesi

> COVID-19 Pandemisi ve Sınıf Mücadelesi

Dario Azzellini, Zacatecas Otonom Üniversitesi, Meksika

Paris Komünü’nden Günümüze İşçi Denetimi

Yönetim Bizde Mülkiyet Bizde

Yönetim Bizde Mülkiyet Bizde

Sanayi çağı ile birlikte ücretliler sendikalarda örgütlendiler, grevlerle mücadele ettiler ve hatta üretimi patronlar olmadan kontrol etmeyi amaçlayan çeşitli özyönetim kurumları yaratarak kapitalist sistemin temel dayanaklarına meydan okuyacak kadar ileri gittiler. Modern tarihin her döneminden ve dünyanın birçok ülkesinden alınan spesifik deneyimlerle çığır açan bu derleme, tarihsel geleneğin izini kapsamlı bir şekilde sürüyor.

Günümüzün alternatif düşünce dünyasının önemli isimlerinden siyaset bilimci ve yazar Dr. Dario Azzelini, “Türkiye, Abdullah Öcalan’ı tecritle susturarak iktidara karşı çıkmanın beyhude bir çaba olduğu algısını yaratmak istiyor” dedi

Dr. Azzellini: İmralı’daki tecritle amaç toplumu susturmak

İtalyan kökenli olan ve Almanya’da doğup büyüyen, başta Latin Amerikan ülkeleri ve ABD olmak üzere birçok üniversitenin bünyesinde birçok bilimsel çalışmaya imza atan Dr. Dario Azzelini’nin şu ana kadar özellikle özyönetimler, sosyal hareketler, işçi sınıfı konularında çok sayıda kitap ve makalesi yayınlandı.

Dario Azzellini röportajı

Kapitalizmin “afeti” ve emek mücadelelerin olanağı

Dario Azzelini, siyaset bilimci, sosyolog ve belgesel film yöneticisidir. Eleştirel emek araştırmaları, işçi özyönetimi, işçilerin işgal fabrikaları gibi konularda çok sayıda çalışması ve kitabı vardır. “Emeğin Alternatif Tarihi”, “Bizi Temsil Edemezler”, “Latin Amerika ve Futbol” kitapları Türkçe’ye de çevrilmiştir. Otonom Marksist denilebilecek yaklaşımın başlıca temsilcilerindendir. Çevirdiğimiz yazı ve röportajlar, bunlardaki tüm görüşleri benimsediğimiz anlamına gelmiyor.

Emek Gücünü Müşterekler Olarak Organize Etmek

Dario Azzellini ile röportaj

İŞÇİ KONSEYLERİNDEN GÜNÜMÜZ KÜBA KOOPERATİÇİLİĞİNE: Konuş Kolektif Hafıza

“Beşik dipsiz uçurumun üzerinde sallanıyor ve sağduyu bize varlığın iki karanlık ebediyet içinde anlık bir ışık kırılmasından ibaret olduğunu söylüyor” diyor Nabokov. Ama bir de kolektif hafıza var. Paul Fraisse’den aktaralım: “Hiçbir zaman yalnız değiliz... En şahsi hatıralarımız bile içinde yaşadığımız topluluğa sıkı sıkıya bağlı”. İşte şimdi o kolektif hafızaya kulak veriyoruz. Dario Azzellini’ye bağlanıp 1956 Macaristan ayaklanmasından başlayıp güncel Küba kooperatifçilik hareketine uzanan işçi kolektiflerini dinliyoruz.

Yunanistan'dan Occupy'a Demokrasinin Yeniden İnşası

Bizi Temsil Edemezler!

Bizi Temsil Edemezler!

David Harvey'in önsözünü yazdığı bu çalışma, Yunanistan, Türkiye, Arjantin ve ABD gibi farklı lokasyonlarda, kitlesel protesto hareketleri nihayetinde demokrasinin ne anlama gelmesi gerektiği sorusunu gündeme getiriyor. Occupy da dâhil olmak üzere bu yatay hareketler, devrimci sosyal değişimin temeli olarak katılımcı demokrasiyi uygulama rolünü üstlenmekte ve bunu talep etmekte.

Dario Azzellini'yle Latin Amerika'da solun ufku:

Meclisler, konseyler, komünler

İşçi Denetimi ve İşyeri Demokrasisi

Emeğin Alternatif Tarihi

Emeğin Alternatif Tarihi

Konsey komünizmi, anarko-sendikalizm, İtalyan operaismo’su ve diğer “heretik” sol akımlar yoluyla Paris Komünü hakkındaki yazılarını izleyen “Emeğin Alternatif Tarihi”, şimdiye kadar görmezden gelinen tarihsel ve çağdaş otonom işçi hareketlerinin uygulama ve amaçlarını açığa çıkarmaktadır. Bu kitap, işçilerin işyerlerinde süreklilik ve öngörülebilirliği sağlayarak katılımcı demokrasinin anlatımı üzerinden kendi topluluklarını stabilize edebileceğini göstermektedir.

Ekonomi Politik: Güngel Tarih: İşçi konsyleri, Kooperatifler, işgaller

O yeşil ağacın söyledikleri, Dario Azzellini ile Röportaj

Geçem sayıda Arjantin´e uzanmış, işgal fabrikalarının esinlendirici öyküsünü  aktarmıştık. Şimdi, önce 1840'lardan günümüze işçi konseyleri ve işçi özyönetimlerine gidiyoruz, ardından günümüz işgal fabrikalarındaki son duruma bakıyoruz. Yıllardır fabrika işgallerini, işçi konseylerini belgeleyen. Emekçi Ekonomisi toplantılarıyla özyönetim fabrikalarını irtibatlandıran ekipten siyaset bilimci Dario Azzellini´ye mikrofonumuzu uzatıyoruz. O anlattıkça, "teorinin ağacı gridir, pratiğin ağacı ise yeşildir" sözü kulağımızda yankılanıyor.

 

A la Libertad por el Futbol

Futbolistas – Futbol ve Latin Amerika

Futbolistas – Futbol ve Latin Amerika

Bu kitabı yazma fikri ortaya çıktığında, bu kadar büyük bir yankısı olacağını düşünememiştik. Birdenbire etrafı bu kitabın ateşi sardı adeta. Haber bir dalga gibi yayıldı ve çok sayıda solcu, kadın ve erkek, değişik yazı biçimleri, değişik konular ve futbola duyulan sempatiyle, "Futbolistas"ta, yaşamda ikincil olmakla beraber bir o kadar da önemli olan yan unsurları bir arada topladılar.

Venezüella’da sosyalizm Bolivarcı süreçle gerçekleşebilir mi?

Venezüella’da sosyalizm Bolivarcı süreçle gerçekleşebilir mi?

Emekçi halka ve yoksullara yetki veren Misyon’lar ve Bolivarcı Sürecin (el proceso Bolivariano) ötesinde, en önemli girişimlerden ikisi kapanan fabrikaların işçi-devlet ortak denetiminde yeniden açılması ve ortaklaşa sahiplenilen ve ortaklaşa işletilen kooperatif sektörünün hızla büyütülmesidir. Çünkü üretimin toplumsal ilişkilerindeki bu geçişler Venezüella devletinin geleceği açısından (kapitalist, devlet kapitalisti, devletçi, sosyalist ya da, daha belirlenmemiş bir yoldan) çok önemli bir rol oynayacaktır.

Dünyanin önde gelen futbol kulübü, EZLN topluluklarini destekliyor.

Inter Milan ve Uluslararasi Dayanisma

Inter Milan olarak bilinen ünlü Italyan futbol kulübünün esas adinin FC Internazionale Milano oldugunu, hemen hemen kimse hatirlamaz. Bu isim, kulübün kurulus yili olan 1908’de, Italyan olmayan oyuncularin da kulübe alinacaklarini belirtmek için konmustu. Bugün yabanci oyuncularin varliklarinin futbolda kapitalist bir normallige dönüsmesinden sonra, oyun sahasinin disinda da isme tekrar bir anlam veren, kulüp degil takimin kendisidir.

NATO'nun Gizli Terör Örgütü

İtalya’da Gladio

NATO'nun Gizli Terör Örgütü

12 Aralık, 1969 öğleden sonra Mailaender Piazza Fontana Ulusal Tarım Bankası’nda bir bomba patladığında ve 17 ölü, kısmen ağır 84 yaralıya yol açtığında, çeşitli sol grupların devleti, faşistlerle sıkı işbirliği içinde asli fail olarak teşhis etmesi uzun sürmedi. “Stragi di stato”, yani devlet katliamı dendi bu suikasta ve diğer kanlı faşist bombalı suikastlara. Ancak öncelikle, bir pazar gününün ardından gelirlerini bankaya yatırmakta olan köylülerin kurban gittiği suikastın çevresindeki karışıklıkların gerçek boyutunu o zaman hiç kimse tahmin edemiyordu.